Yunanistan'ın kısa tarihi
Yunan tarihi

Demokrasinin beşiği Yunanistan antik çağlardan beri, Güney Avrupa ve Doğu Akdeniz insanları için,  fikirlerin, geleneklerin, dillerin ve bilgilerin bir kavşağıydı.

Yunanistan’ın kültürel mirası, Antik Yunan hayal gücü, Bizans ihtişamı ve Avrupa Modernizmi unsurlarının modern Helenizm’in kozmopolit ruhuyla birleşip yeniden yapılandırılması olarak tanımlanabilir.

Yunanistan (Yunanca: Ελλάδα), resmi adıyla Helen Cumhuriyeti (Yunanca: Ελληνική Δημοκρατία - Ellinikí Dimokratía ) Balkanlar'da bir ülkedir.

İçerik

  1. Yunanistan'ın kısa tarihi

  2. Yunan Antik Çağları

  3. Bizans döneminde Yunanistan

  4. Osmanlı döneminde Yunanistan

  5. Modern Yunanistan tarihi

Yunanistan'ın kısa tarihi

Takip eden Arkaik yıllar (M.Ö.7.-6. yüzyıllar), büyük sosyal ve siyasal değişimlerin dönemi olmuştur. Yunan şehir devletleri, batıda İspanya’ya, kuzeyde Karadeniz’e ve güneyde Kuzey Afrika’ya (2.Yunan kolonisi) kadar koloniler kurmuşlar ve klasik yılların refahının temellerini atmışlardır. Klasik yıllara (M.Ö.5.-4. yüzyıllar), Atina’nın manevi ve siyasal hâkimiyeti damgasını vurmakta ve 5.yüzyılın ikinci dönemi Perikles’in “Altın Çağı” olarak anılmaktadır. Peloponnes Savaşı’nın M.Ö. 404 yılında sona ermesiyle Atina egemen konumunu kaybetmiştir.

M.Ö. 4. yüzyılda yeni güçler ortaya çıkar. Makedonyalı II.Philip ve oğlu Büyük İskender, Yunan topraklarında öncü rol üstlenmeye başlarlar. Büyük İskender’in Anadolu’ya seferi ve İndus nehrine kadar uzanan toprakları fethi, o dönemde bilinen dünyanın dengelerini kökten değiştirir. Büyük İskender’in ölümüyle uçsuz bucaksız imparatorluğun toprakları generalleri arasında paylaştırılır ve Helenistik dönemde egemen olacak krallıklar kurulur (M.Ö.3.-1. yüzyıllar).

Bu dönemde, Yunan şehirleri göreceli özerkliklerini korurlar, ancak eski güç ve saygınlığa sahip değillerdir. Romalıların ortaya çıkışı ve Yunan topraklarının M.Ö. 146 yılında tamamen fethi, Yunanistan’ı uçsuz bucaksız Roma İmparatorluğu’nun bir parçası haline getirir. Roma dönemi (M.S.1.-3. yüzyıllar) süresince Roma İmparatorlarının çoğu, Yunan medeniyetinin hayranı olarak Yunan şehirlerini ve özellikle Atina’yı ihya etmişlerdir. Aziz Pavlus’un M.S.1. yüzyıldaki yolculuğu ile yeni din Hıristiyanlık, Yunan topraklarında yavaş yavaş On iki Tanrı’ya ibadetin yerini almaya başlamıştır.

Günümüzde Yunanistan’ı ziyaret eden kişi, ülkede dağınık şekilde yer alan, yüzlerce arkeolojik alanlarda, arkeoloji müzeleri ve koleksiyonlarda, Paleolitik çağdan Roma dönemine kadar Yunan tarihinin “izlerini” tanıma fırsatına sahip olmaktadır.

Büyük Konstantin’in İmparatorluğun başkentini Roma’dan İstanbul’a taşıma kararı (M.S. 324), ağırlık merkezinin imparatorluğun doğu kesimine kaymasına yol açmıştır. Bu nakil, Bizans döneminin başlamasına işaret etmekte olup, Yunanistan’ı Bizans İmparatorluğu’nun bir bölgesi konumuna getirmiştir.

İstanbul’un batılı Haçlılar tarafından işgal yılı olan 1204 sonrasında Yunan topraklarının bazı bölümleri batılı hükümdarlar arasında bölüştürülmüştür. Venedikliler, ticaret yollarını kontrol edebilmek amacıyla Ege’de stratejik noktaları (adalar ve kıyı şehirleri) işgal etmişlerdir. İstanbul’un Bizanslılarca 1262 yılında yeniden alınışı, imparatorluğun varlığının son dönemini oluşturmaktadır.

Osmanlılar, M.S. 14. yüzyıldan itibaren imparatorluğun topraklarını işgal etmeye başlar ve 1453’de İstanbul’un Fethi ile imparatorluğun dağılışı tamamlanır. Girit, Yunan topraklarının Osmanlılarca fethedilen son bölümü olmuştur (1669). Yunan Ayaklanmasının başladığı 1821 yılına kadar yaklaşık dört asırlık Osmanlı egemenliği sürer.

Bizans dönemi ve Osmanlı hâkimiyeti yıllarından, sayısız eser, Bizans ve Bizans sonrası kilise ve manastırlar, Osmanlı binaları, büyüleyici Bizans ve Frenk kaleleri, diğer çeşitli anıtlar ve aynı zamanda çoğu Osmanlı ve kısmen Bizans formlarını muhafaza etmiş geleneksel yerleşim birimleri günümüze kadar varlıklarını sürdürmüşlerdir.

Yunan Devrimi’nin sonucu 1830’da sınırlı büyüklükteki topraklara sahip bağımsız bir Yunan krallığının kurulması olmuştur. 19. yüzyıl boyunca ve 20. yüzyılın başında yoğun Yunan nüfuslu topraklar yavaş yavaş Yunan Devleti’ne katılmışlardır. Yunanistan azami yüzölçümüne Birinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinin ardından, o dönemde başbakan olan Eleftherios Venizelos’un önemli katkılarıyla 1920’de ulaşacaktır. Yunan Devleti bugünkü sınırlarına İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra On iki Adalar’ın eklenmesiyle kavuşmuştur.

Yunanistan, yedi yıl süren diktatörlük dönemi sonrası 1974 yılında yapılan referandum ile Monarşi’den Cumhuriyet rejimine geçmiştir. 1981 yılından bu yana Avrupa Birliği üyesidir.

Yunan Antik Çağları

Taş ve Bronz Devirleri

MÖ 2 milyon ile MÖ 3200 yılları arasında Yunan topraklarında Taş Devri, Palaeolitik, Mezolitik ve Neolitik dönemlere ayrılır. Erken Bronz Çağ’da yaşanan nüfus artışı, özellikle güney Yunanistan’da yerleşim yeri sayısının artmasına neden olmuştur.

Minos Dönemindeki  Girit

Girit’in Akdeniz’in güneyine konumlanmış coğrafi konumu ve kendi doğal çevresi Minos uygarlığının oluşum, gelişim ve karakteristik özelliklerine doğrudan etkide bulunmuştur. Minos Girit uygarlığının etkisiyle Miken Uygarlığı anakara Yunanistan’da yeşermiştir (Argolis’te Mycenae ama aynı zamanda Tiryns, Pylos, Atina, Thebes, Orchomenus ve İolkos). 1952 senesinde, kullandıkları hecesel yazı tipinin (Çizgisel B) Yunancanın eski bir formu olduğu, İngiliz mimar ve klasik dönem uzmanı Michael Ventris tarafından deşifre edilmiştir.

Ege Adaları

Ege Denizi İÖ 11. milenyumdan itibaren insanları çeken, ekonomik, sosyal ve kültürel aktivite bölgesi olmuştur.

Geometrik Dönem

Karanlık Yıllar olarak bilinen iki yüzyılı (İÖ 1150-900), Geometrik Dönem (İÖ 9.-8. Yüzyıllar) takip etmiştir. Bu dönem, antik Yunan Rönesans’ının başlangıcı olarak kabul görüp, Yunan şehir-devletlerinin kuruluşu ile Yunan alfabesinin pekiştirilip Homer epiklerinin (İÖ 8. yy.ın sonu) derlenmesini kapsamaktadır.

Arkaik Dönem

Tüm Yunanlar arasında soy bilincinin geliştiği, geleneklerin ve dilin güçlendirildiği dönem arkaik dönemdir. Yerellik duygusu da aynı zamanda gelişmeye başlamıştır. Yunan şehir devletleri ticaret ve kültür rotalarını batıda İspanya’ya, kuzeyde Karadeniz’e ve güneyde Kuzey Afrika’ya kadar genişletmiş bu da takip eden klasik dönemin gelmesine yol açmıştır.

Klasik Dönem

Atina’nın politik, sosyal, ekonomik yükselişiyle beraber Sparta’nın askeri ve kültürel gelişmeleri işgal amacıyla gelen Pers güçlerini başarıyla püskürtmesine sebep olmuştur (İÖ 490-479). Bu birleşik müdafaa “Altın Çağ” olarak da bilinen dönem, klasik Yunan dönemi olarak anılır. Demokrasi, Olimpiyat Oyunları ve Tiyatro gibi evrensel temel beşeri fikirlerin doğduğu dönemdir. Bu dönemde düşünce ve sanat başarılı çalışmaları günümüzde hala takdir görmekte ve ilham vermektedir.

Helenistik Dönem

İÖ. 4. yüzyıl yeni kuvvetlerin ortaya çıkmasına sahne olmuştur. II. Philip ve oğlu Büyük İskender ile Makedon Yunan Krallığı, Yunanistan üzerinde baskın rol oynamıştır. İskender’in doğuya yaptığı sefer ve fetihlerle Yunan nüfuzundaki bölgeleri çoğaltıp Yunan uygarlığını İndus nehrine kadar genişlemiştir. İskender’in ölümüyle (İÖ. 323) komutanları tarafından birçok krallık kurulmuştur, bu da Helenistik dönemin  (İÖ.3.-1. yy.) başlangıcını işaret etmektedir. Bu çağda, Yunan şehir devletleri bağımsızlıklarını koruyabildiyseler de, eski güçlerini ve prestijlerini kaybetmişlerdir. Buna rağmen, edebiyat ve sanat alanındaki yaratımları devam etmiştir. Nihayetinde, İÖ. 146’da Yunanistan’ın Roma tarafından fethi ile Roma hükümdarlığı dönemi başlamıştır.

Roma Dönemi

Yunan ve Roma kültürleri arasındaki yoğun alış verişin yaşandığı bu dönem daha sonraları, Greko-Romen uygarlığı olarak anılacaktır. Aynı zamanda Hıristiyanlık doğmuş, Yunanistan genelinde Dodekatheon (12 Tanrı İnancı) terk edilerek bu yeni inanca geçiş yaşanmıştır. İmparator Konstantin’in kararıyla odak noktası doğuya kayarak, imparatorluk başkenti Roma’dan Konstantinopolis’e taşınmıştır (İS. 324). Bununla beraber daha sonraları “Bizans İmparatorluğu” olarak anılacak, Doğu Roma İmparatorluğu çağı başlamıştır.

Bizans Çağı

Erken Bizans Çağı

324 ile 610 yılları arasına İmparator Konstantin (Büyük) ve Jüstinyen dönemleri damgasını vurmuştur. Hükümdarlıkları döneminde Roma geleneği, Bizans İmparatorluğu’nun Helen karakterinin ortaya çıkmasını sağlamak için kademeli olarak asimile edildi. Bu süre zarfında, devlet kurumları güçlendirilip, imparatorluk sınırları genişletildi.

Orta Bizans Çağı

Orta Bizans çağında İmparatorluk sürekli olarak eski rakipleriyle (Persler, Lombardlar, Avarlar, Slavlar) ve yeni ortaya çıkan rakipleriyle (Araplar, Bulgarlar) mücadele etmek zorunda kaldı. Büyük Bizans âlimleri (Patrik Photios, Michael Psellos, Romanos Melodos gibi) Bizans manevi ve edebi hayatını geliştirmiş ve Yunan klasik mirasının korunması ve yaygınlaştırılmasına katkıda bulunmuştur. Bu dönemde, doğu Balkanlar’da Kiril alfabesinin kademeli olarak adaptasyonu başlamıştır.

Geç Bizans Çağı

1204 senesinde Konstantinopolis ilk defa Latin haçlılara kaybedilmiştir.  Bu olay Anadolu’daki Türk boylarının işgali ile devam edecek olan uzun ve zor bir dönemin başlangıcı olmuştur. 1453 senesinde Konstantinopolis’in Osmanlı Türklerinin eline geçmesi Bizans çağının sonu olmuştur. Takip eden dört yüzyıl boyunca Yunanlar, Osmanlı hâkimiyetinde kimliklerini koruyabilmek için çaba sarf etmiştir.

Osmanlı Çağı

Osmanlı Türklerinin hâkimiyeti altındayken Yunan nüfusu, gayri Müslimler için tek kabul edilen kurumsal yapı olduğundan kendi kilise ve dinlerinin etrafında sığınak buldular. Yunan kolektif kimliğinin uyanışı 1821 senesinde Yunan Bağımsızlık Savaşı’nı ve beraberinde 1830’da Modern Yunan Devleti’nin kurulmasını getirdi.

Modern Tarih

Yunan Devletinin Kuruluşu (1830-1897)

İlk başlarda Modern Yunan devleti sadece Mora yarımadası, batı ve doğu-merkez Yunanistan (Sterea Hellas), ve Kiklad adaları ile Sporades Ege adalarından oluşmaktaydı. 19. yüzyılın geri kalanında, kompakt Yunan nüfusu tarafından iskân edilen yeni alanlar yavaş yavaş Yunan devletine katıldı. Aynı zamanda, ortaya çıkan yeni devlet siyasi ve ekonomik modernleşme yönünde ilk adımlarını atmıştır.

Yunan Devletinin Bölgeye Entegrasyonu (1897-1922)

1897-1922 yılları arasındaki dönem Modern Yunan devletinin bölgesel entegrasyonuna tanık olmuştur. Önemli olaylar ile ileriye dönük gelişmelerin yanı sıra, kararlılıkla yapılan anayasal demokratik düzenlemeler Yunanistan’ın gelişimini belirlemiş ve modern bir devlet olma yolunda katkıda bulunmuştur.

İki Savaş arası dönem ile II. Dünya Savaşındaki Yunanistan

1923 ve 1940 yılları arasındaki savaş arası (Küçük Asya Felaketinden İkinci Dünya Savaşına kadar) Yunanistan için geçiş ve tamamlanmamış siyasi konsolidasyonun olduğu bir dönem sayılmaktadır. Önemli ekonomik ve demokratik anayasal değişikliklerin oluşmasına rağmen, Yunanistan diğer tüm Avrupa ülkeleriyle birlikte belirsizliklerin olduğu bir süre içinde hem yurtiçinde hem de yurtdışında sistematik bir istikrar sağlamak için büyük çabalar sarf etmiştir.

Çağdaş Yunanistan (1945-2010)

II. Dünya Savaşı sırasında ülke çapında yaşanan büyük kayıplar ve müteakip iç kargaşa, Yunanistan’ı savaş sonrası döneminde oldukça dezavantajlı bir konumda bırakmıştır. Buna rağmen, kısa bir süre içerisinde ekonominin yeniden yapılandırılmasıyla birlikte demokratik siyasi konsolidasyon için yeni çabaların sarf edildiği bir döneme girilmiştir. Ancak bu çabalar yedi yıl süren (1967-1974) askeri bir diktatörlük tarafından kesintiye uğramıştır. 1974 yılından itibaren siyasi ortamın olgunlaşması ülke kurumlarının stabilizasyonu beraberinde getirmiştir. Yunanistan, 1981 yılında A.E.T.’ye (Avrupa Ekonomi Topluluğu) tam üye olmuş ve 2002 yılında Avrupa Ortak Para Birimine katılmıştır.

Bunları biliyor muydunuz?

• Bazı bilim adamlarına göre, Yunan medeniyeti o kadar uzun zamandan beri var ki neredeyse tüm devlet idari şekillerini deneme şansını elde etmiştir.

• "barbar" kelimesi yunanca “barbari” kelimesinden gelmektedir ve yunanca konuşmayan insanların kendi dillerinde konuştuklarında 'bar-bar-bar-bar' olarak algılanmasından kaynaklanmaktadır.

• Zirvesinde, Yunan kolonizasyonu bugünkü Rusya ve Fransa gibi batıya ve bugünkü Türkiye gibi doğuya genişlemiştir.

• Büyük İskender, Yunan sikkeleri üzerine kendi yüzünü bastıran ilk Yunan kralıdır. Ondan önce Yunan sikkeleri üzerine sadece tanrı ya da tanrıça yüzleri bastırılırmış.

• Avrupa'nın en eski para birimi, 2500 yıl kullanılan Yunan drahmi’dir. Yunanistan drahmi dövizini 2002 yılında Euro dövize ile değiştirmiştir.

Yunan devleti ne zaman kuruldu?

Yunan devleti 25 Mart 1821'de kuruldu. Yunanistan'ın bağımsızlık günü 25 Mart’ta kutlanılır ve Yunan halkının Osmanlı İmparatorluğu’na karşı 1821-1830 yılları arasında yürüttükleri ve bağımsız devletin kurulması ile sonuçlanan başarılı mücadelesinin başlangıç gününü temsil eder. Milli bir bayram olmasının yanı sıra dini açıdan Müjde Günü olarak da kutlanılıyor.

Yunanistan'ın resmi adı nedir?

Yunanistan'ın adı Yunanca: Ελλάδα resmi adıyla: Helen Cumhuriyeti (Yunanca: Ελληνική Δημοκρατία - Ellinikí Dimokratía ) 

Yunanistan hakkında yaptığımız tüm paylaşımlar için instagram sayfamız @yunanistan.greece ve facebook sayfamız yunanistan.travel 'i takip edebilirsiniz

copyright © 2021 Tüm hakları saklı ve DMCA koruması altındadır. Site içeriği kaynak ve aktif link göstermek koşuluyla kısmen ve/veya tamamen yayınlanabilir.

DMCA.com Protection Status

Like

Comments